28. ve 29. hafta gebelik günlüğüme Bulut oğlumun annesi bitmojisiyle başlıyorum J
Bir Madam'ın Annelik Günlüğü
2 Mart 2017 Perşembe
9 Şubat 2017 Perşembe
HAMİLELİKTE ÇATLAK SAVAŞI
Anne olacağımı öğrendiğim anda
yapılacaklar listeme giren işlerden biri de, çatlak oluşumunu önleyecek
yöntemleri araştırmak oldu. Etrafımdaki hamilelerden, internette gördüğüm
bilgilerden yıllardır aklıma kazınan bir bilgi vardı: “Çatlak genetiktir, ne
yaparsan yap olacaksa olur” Bu cümle artık bir Çin atasözü haline geldi hatta.
Benim annemin karnında derin çatlaklar var. Bende ergenlikten yadigar belimin
bazı bölümlerinde ve bacak içlerimde çatlaklar var. Eşittir hamilelikte gelecek
çatlaklar… Yani mantıklı düşündüğümüzde böyle olması gerekiyordu. Ama olmadı :) 29 haftalık hamileyim ve hiç çatlağım yok.
Şimdi sizinle çatlak oluşumunu
önlemek için aldığım birkaç yöntemi paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu
söylemek istiyorum ki, oluşan çatlakları geçirmenin hiçbir yöntemi yok. Bu
sebeple bununla ilgili vaatlerde bulunan ürünlere itibar etmeyiniz. Önemli
olanın cildinizi her daim, içten ve dıştan nemli tutmanız olduğunu söyleyerek
hamileliğim boyunca severek kullandığım ürünlerin bazılarından bahsetmek
istiyorum:
BIOOIL: Her hamile bu ürünü tadacaktır :) Hamilelik döneminde
çatlak oluşumunu önlemeye yönelik, yağ formunda üretilen sayılı ürünlerden biri
olur kendisi. Reklam ve PR faaliyetlerinden dolayı da en çok bilinen ürünlerden
biri. Şunu söylemeliyim, bildiğiniz vücut kremlerine göre fiyatı biraz fazla.
Ama çok az bir miktarı bile vücudu yeteri kadar nemlendirmeye yetiyor. Ben
yoğun bitkisel kokusunu çok seviyorum. Yağ formunda oluşu ve çok yoğun oluşu
da, çatlak oluşumunu önlemeye yetecek kadar nemlendirmeyi sağlıyor. Beni tatmin
eden bir ürün olduğunu söyleyebilirim.
PALMERS COCOA BUTTER FORMULA: Hamilelik
döneminde kullanımına yönelik üretilen ürünlerden biri de Palmers Cocoa
Butter Formula. Adından da anlaşılacağı gibi, yüzde 100 kakao yağı ve E
vitamini içeriyor. Çok güzel kokuyor. Krem formunda ancak bildiğimiz vücut
kremlerinin aksine 5 katı yoğunlukta. Ben yine de ayak parmak ucumdan boynuma
kadar bolca uyguladım. Buna rağmen çok uzun süre bitmedi. Etkili olduğu kadar
bereketli de anlayacağınız :) Watsons’tan çok uygun fiyata almıştım.

ROSSMANN Wellness Beauty: Malum hamilelikten dolayı SPA salonlarında vakit geçiremiyoruz. Ben de bir süreliğine SPA salonlarını eve taşımaya karar verdim. Rossmann’ın Wellness Beauty serisindeki ürünler o kadar iyi geldi ruhuma, vücuduma… Bazen duş seanslarımın 1 saati geçtiği bile oldu bu ürünlerin sayesinde :) Yaseminli, limonlu, mangolu… Birçok çeşidi var. Benim favorimse duş köpüğü ve duş yağı oldu. Duş yağı vücudunuzu nemlendiriyor zaten, bir de sonradan krem uygulayınca kombo oluyor :)
Severek
kullandığım ve faydasını gördüğüm ürünleri sizinle paylaşmak istedim.
Belirttiğim gibi, önemli olan cildinizi her daim nemli tutmak. Dışarıdan
kozmetik ürünlerle desteklerken, içeriden de bol su içerek, çatlaklara savaş
açma işlemini tamamlayabilirsiniz.
Sevgiler,
Sevgiler,
26 Ocak 2017 Perşembe
Hamilelik Hakkında İlginç Bilgiler
Hamilelik hakkında öğrendiğim birkaç ilginç bilgiyi sizinle paylaşmak istedim. Bunların dışında kanıtlanmış veya kanıtlanmamış binlerce bilgi var tabii ki. Ben en çok ilgimi çekenlerden birkaçını paylaşmak istedim.
1. Gebelikte yenen her yiyeceğin tadını bebekler de alır.
2. Bebekler hamileliğin belli bir süresinden itibaren rahimde çişlerini yapmaya başlar. Çişini de rahimdeki amniyon sıvısını yutarak yapıyor. Bu sıvı tamamen hijyenik ve temizdir, merak etmeyin :)
3. Hamileler ve yeni doğum yapan kadınların göğüslerinde ağlayan bir bebek gördüklerinde süt salgılanır.
4. Bebekler anne karnında da ağlar. (Bu bilgi beni mahvetti :( )
5. Normalde 3 yılda salgılanan östrojen hormono, hamilelerde bir günde salgılanır. Bu da aşırı duygusallığa sebep olur.
9. Hamilelerde kan miktarı %50 artar. Bu nedenle cilt güzelleşir.
Sevgiler,
1. Gebelikte yenen her yiyeceğin tadını bebekler de alır.
2. Bebekler hamileliğin belli bir süresinden itibaren rahimde çişlerini yapmaya başlar. Çişini de rahimdeki amniyon sıvısını yutarak yapıyor. Bu sıvı tamamen hijyenik ve temizdir, merak etmeyin :)
3. Hamileler ve yeni doğum yapan kadınların göğüslerinde ağlayan bir bebek gördüklerinde süt salgılanır.
4. Bebekler anne karnında da ağlar. (Bu bilgi beni mahvetti :( )
5. Normalde 3 yılda salgılanan östrojen hormono, hamilelerde bir günde salgılanır. Bu da aşırı duygusallığa sebep olur.
6. Gebelik sırasında rahim normal boyutunun 500 katına çıkar. Bu da diğer organlara baskı yapabilir.
7. Rahmin büyüklüğüne göre gebelik sırasında annenin kalbi ve ayakları da büyür.
8. Bebeklerin parmak izi ilk 3 ayda oluşur. Biliyoruz ki parmak izi kişiye özeldir.7. Rahmin büyüklüğüne göre gebelik sırasında annenin kalbi ve ayakları da büyür.
9. Hamilelerde kan miktarı %50 artar. Bu nedenle cilt güzelleşir.
Sevgiler,
18 Ocak 2017 Çarşamba
Madam Mom'ın Gebelik Günlüğü / 23. ve 24. Hafta
Kabul ediyorum bu haftalarda biraz tembelleştim. Ne fotoğraf
çekmek, ne yazı yazmak, ne de kitap okumak istemiyorum. Tek yaptığım şey
sürekli oğlumla konuşmak ve sosyal medyada gezinmek.
Oğlumla konuşmak artık daha anlamlı. Çünkü cevap veriyor
bana. Her hareketi ona söylediğim bir şeyin cevabı oluyor. O kadar mutlu
oluyorum ki. Gece benimle birlikte uyuyor ya da ben uyanmayayım diye çok azıcık
hareket ediyor. Uyumadan önce en son birbirimize iyi geceler diyoruz ve
uyuyoruz. Ki zaten 23. haftadan itibaren bebek dışarıdan gelen her şeye refleks
olarak değil, bilinçli olarak cevap verdiği de birçok makalede belirtiliyor. Çok
güzel bir duygu. Gerçekten çok çok özleyeceğim hamileliği.
Özlemekten bahsetmişken, hamileliğin bana tek etkisi
duygularım oldu. Çok çabuk sinirleniyorum, çok çabuk ağlıyorum. İnsanların
birbirlerini ezmelerine, kendilerini tepede görmelerine artık daha da tahammül
edemez oldum. İnanılmaz duygusallaştım. Ufak bir girizgah sonrası gebeliğimin
23. haftası günlüğüyle devam edelim.
Çok şükür herhangi bir şikayetim yok. Yediklerime diyet
derecesinde dikkat etmiyorum. Ama akşamları hafif geçiştiriyorum. Bol bol meyve
yemeye devam… Hatta canımın istediği tek şey meyve :) Bu haftadan itibaren ara öğünlerime
dikkat etmem gerekiyor. Ki birden iki katı kilo almayayım.
23. haftamızda hatta 23+5’te (7 Ocak) doktor kontrolümüz
vardı. Çok şükür her şey yolunda. Bebeğim 30 cm ve 660 gram. Hala dobişko :) Bebeğimin
hareketlerini ekranda artık daha net görebiliyorum. Minnoşum bu hafta Ay bu
haftanın en güzel sürprizi de, son birkaç haftadır her doktor kontrolünde tansiyonum
yüksek çıkıyordu. Bu hafta 12/7 çıktı. Bu da demek oluyor ki, kontrole Cuma
akşamı yorgun gittiğim için tansiyonum yüksek çıkıyormuş. Bu sefer Cumartesi
öğlen gittim. Buna dikkat etmenizi öneririm.
Doktoruma tetanoz aşısı hakkında ne düşündüğünü sordum.
Yaptırmamın zararı olmayacağını, hatta beni 5 yıl tetanozdan koruyacağını
söyledi. Bu hafta için Tam İdrar Tahlili ve Troit testi yaptırmamı söyledi. Bir
de şeker yüklemesinden önce açlık ve tokluk şekeri testi yaptırmamı söyledi. Testlerimi
yaptırdım. Troit testi, açlık ve tokluk şekeri normal çıktı. Bu durumda şeker
yüklemesi yaptırmama da gerek kalmadı. Açıkçası hamilelik şekeri çıkmasından
korkuyordum. Çok şükür.
Yalnız tam idrar tahlilinden bakteri çıktı. Herhangi bir
şikayetim olmamasına rağmen, doktorum antibiyotiğe başlamamız gerekiyor dedi.
Antibiyotik ve antibakteriyel bir ilaç. Bu noktada değinmek istediğim bir konu
var. Antibiyotik içtiğimi duyan birkaç arkadaşım “Aaa bebeğe zararı yok mu”
dedi. Neden zararı olsun ki?! Doktorum zararı olsa verir miydi?! Demek ki bu
enfeksiyonun daha çok zararı var bebeğime… Anne adaylarına sesleniyorum. Lütfen
doktorunuzun size önerdiği konuları kendinize göre yorumlamayın. Doktorunuzdan
emin değilseniz doktorunuzu değiştirin. Her doktorun söylediğini de yapmayın.
Mesela ben aile hekiminin söylediklerini doktoruma sormadan yapmadım asla. Güvendiğiniz
doktorunuzun söylediklerine harfiyen uymanızı öneriyorum. Hem sizin hem de bebeğinizin
sağlığı açısından…
Doktorum son olarak “23 haftada değilsin ki, 24. haftadasın,
bak makine de aynı şekilde gösteriyor” dedi. Yine kafam karıştı :) Benim son regl tarihim
15 Temmuz. Hamileliğimin ilk günlerinde doktorcuğum bana geç döllenme olmuş
olabileceğini, hamileliğimi 25 Temmuz tarihinden hesaplamamı söylemişti. Şimdi
de eskiye döndük. Yani 1 hafta öndeyiz şu anda. Oğluşum sağlıklı olsun da, 1
haftanın lafı mı olur canım :)
Bu haftada bebeğimin nevresimleri için Eminönü'nden kumaş aldık. Bir de hamilelik çekimi için tütü eteği kumaşı aldık. Dikişler başlıyor yani :)
Bu durumda 24. haftayı da bu yazıya saymış olacağız. Bundan sonraki yazıya 25. hafta ile devam edeceğim. Sevgiler :)
12 Ocak 2017 Perşembe
MADAM MOM'IN BEBEK ARABASI SEÇİMİ
Alışveriş konusunda çok kolay karar veren bir insanım. Ne
istediğime karar verir, istediğimi bulduğumda da hemen alırım.
Bebek alışverişinde de şimdiye kadar zorlanmadım hiç.
Ama bebek arabası beni biraz zorladı açıkçası. Kooooskoca
bir dünyada iğne aradım resmen.
Öncelikle şunu belirtmeliyim. Bebeklerin ilk aylarında omurga gelişimi henüz tamamlanmadığı için, ana kucağında veya oto koltuğunda 2 saatten uzun süre kalması uygun değil. Bu sebeple ben satın alacağım bebek arabası setinde port bebenin olmasına dikkat ettim.
Bebek arabası arayışına başlarken modellere bakmadan önce,
ne istediğimi belirledim.
·
İki yönlü kullanılabilen,
·
Güvenlik konusunda emin olduğum,
·
Bir otomobil parası vermeyeceğim,
·
Tek elle kapanabilen,
·
Ana kucağının da monte edilebildiği iskelet,
·
Ayrıca iki parçaya ayrılarak değil, iskeletiyle
birlikte kapanabilen,
·
Bozulduğunda ya da bir parçası kırıldığında/kaybolduğunda
servisine kolay ulaşabileceğim,
·
Kapattığımda otomobilin bagajına sığabilen,
·
Doğumundan itibaren en az 3 yıl
kullanabileceğim,
·
Kolay silinebilen, hatta bazı parçaları
yıkanabilen, bir model arayışındaydım.
Bebek arabası arayışına yeni başlayan çoğu anne adayı bunların
çoğunu bilmiyor. Ben de bilmiyordum.
Evet ihtiyaçlarımızı belirlediğimize göre, sıra
modellerdeydi.
Bir kere benim aradığım bebek arabası, “travel” set denilen
ana kucağı, portbebe ve bebek arabasından oluşan üçlü setlerdendi. Bu yüzden
belirlediğim tüm modeller de “travel set” olanlardı.
Benim tercihim Chicco Trio Love oldu
Onlarca model arasından aşağıdakileri belirledim ve bunların içinden Chicco Trio Love seçtim :)
Chicco Trio Love : Mothercare’de kampanyalı
fiyatı 1900 TL’di
Chicco’nun birçok travel seti var. Ama her modelin yukarıda
saydığım özellikler yok. Bu yüzden benim belirlediğim model Trio Love’dı. Ana kucağının bir
aparatla oto koltuğuna dönüşebilmesi de ayrıca büyüleyici.
Kanz KZ-4009 Fernanda
Travel Sistem : 1600 TL civarında
Chicco Trio Love modeline çok benziyor. Ama 1 kilo daha
ağır. Benim için tercih etmeme sebebi olabilecek dezavantajı, tek elle değil
iki tuşla kapanması.
Kraft Twist
Air Travel Sistem : Civil’de 1799 TL’di
Bu modelin iskeleti o kadar büyük ki, kapatmak için oturma
ünitesini çıkarmanız gerekiyor. Yani ne otomobilin bagajına sığar ne de bebekle
birlikte kolaylıkla taşınabilir.
Baby2Go Dolce Travel Sistem : 900 TL
civarında
Yukarıda belirttiğim özelliklerin neredeyse hepsi mevcut. Dezavantajı
sade renk seçeneği olmaması, herhangi bir sorunda ulaşamayacağımı düşündüğüm bir marka olması ve port bebe olarak da kullanılan oturma ünitesinin çok
rahatsız görünmesi.
Concord Neo Travel Set: e-bebek'te 3490 TL'di
Oto koltuğu olarak da kullanılan ana kucağı, şu an piyasadaki en hafif bebek arabası. İki tarafındaki kilit tuşlarına basılarak iki elle kapatılıyor, ama yine de çok kolay olduğunu söyleyebilirim. Benim tercih etmeme sebebim aynı modeli başka bir markada bulmuş olmam ve fiyatının gereksiz olduğunu düşünmemdi.
Siz hangi bebek arabasını tercih ettiniz ya da hangi model üzerinde düşünüyorsunuz?
Sorularınızı benimle Instagram'dan veya buradan paylaşabilirsiniz.
Sevgiler,
5 Ocak 2017 Perşembe
Madam Mom'ın Gebelik Günlüğü / 21. ve 22 Hafta
21. Hafta Günlüğüm
Bu hafta bebeğim bir muz kadar :) Psikolojim sürekli değişiyor. Durduk yerde ağlama krizlerim bu hafta beni üzdü. Elimde olmadığı için, oğlumu huzursuz etme endişesi yaşadım. Ama oğlumla konuşunca geçiyor hepsi :)
Minnoşum bu hafta uyuyup uyanmaya başladı :) Uyandığında benim hareketlerimle sallanıp tekrar uyurmuş hatta :) Ben uyumadan önce bir İyi geceler deme seansımız var. Son hareketinden sonra ben uyuyorum, bebeğim de uyuyor. Çok uyumluyuz o konuda :)
Bebeğimin hareketlerini anlamlandırmak çok hoşuma gidiyor. Ben babasıyla konuşurken bir hareket yaptığında, cevap verdiğini düşünüyorum. Bebeğimi de dahil ediyorum sohbete. Ya da yemek yediğimde mutlaka bir memnuniyet hareketi yapıyor :)
Bu hafta hamilelik daha uzun sürse, her yere benimle gelse, bebeğimi hep böyle koruyabilsem diye düşünürken buldum kendimi.
Bu hafta tartıldığımda hamileliğimin başından beri 7 kilo aldığımı fark ettim. Çok da umrumda değil açıkçası. Sürekli tartılmıyorum o yüzden.
Hamilelikte beslenme şekli bebeğin damak tadını belirlermiş. Bu da demek oluyor ki bebeğim tost ve meyve canavarı olacak :) Deliler gibi meyve yiyorum ve günde 5 öğün tost yesem gıkım çıkmaz, o derece mutlu oluyorum. Tabii sebze yemeye ve protein almaya dikkat ediyorum ama durum böyle işte :)
Bir de bu hafta bazen kalbim pırpır etti. Artık iki kişi olduğumuz için olduğunu biliyorum :) Seni seviyorum güzel oğlum...
22. Hafta Günlüğüm
Bu haftanın en önemli gelişmesi detaylı ultrason dediğimiz 2. Düzey USG idi. 27 Aralık'ta Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaptırdım. Ultrasonu yapan doktor maksimum 25 yaşlarında gencecik bir asistandı. Gencecik olmasından geçtim, hayatından bezmiş, dünyanın en mutsuz kadınlarından biri olabilir. Sanki yaşlı bir amcanın göbeğine bakıyor gibiydi. Oysa ki baktığı bir bebek, hatta bir canlıydı... Daha baştan enerjim düştü yani.
Hiç konuşmadan, hiçbir yorum yapmadan uzun süre inceledi. Ben telefonla ekranda görüntüyü çekmeye çalışıyorken baktım ki devlet hastanesinin bu iğrenç teknolojisiyle doğru düzgün görüntü alamayacağım, telefonu kapattım. Tam o sırada telefonu bırakır mısın, cihazları etkiliyor dedi. Özel hastanede etkilemiyor, aksine doktorum daha uzun görüntü alabileyim diye oyalanıyor, senin cihazın mı etkileniyor... Neyse sustum.
Yine incelemeye devam etti. En sonunda dayanamadım, cihazdan gelen garip sesler karnımda bebeğimin duyduğu sesler mi diye sordum. Hayır dedi ve mırıltı şeklinde saçma sapan bir cevap verdi.
Ve ekledi: "Yalnız konuşmazsan iyi olur, sen konuşunca hareketleniyor" Salak dememek için zor tuttum kendimi! Salak kadın, herhalde hareketlenecek çocuğum sesimi duyunca, senin nemrut enerjinden mutsuz oldu!!! Bir süre sonra o gıcık kadının yüzü güldü, kendisini tutamadı hatta. Noldu dediğimde, iki eli de yumruk şeklinde havada dedi. Allah allah bir düşün bakalım neden!! Oğlum şimdiden seni dövmek için hazırlanıyor :)
Sonuç olarak herhangi bir sorun yok. Kilosu 552 gram. Yani bu haftada normalde 480 gram oluyorlar, bizimki biraz şişko :) Göbek çevresi biraz geniş görünüyor, şeker yüklemesi yaptırın mutlaka dedi. Bunu neye dayanarak söyledi bilmiyorum.
İkili test sonucumu sordu, söyledim. Ama şimdiye kadarki hiçbir sonucumu görmeden nasıl böyle bir yorum yaptı bilmiyorum. Umursamadım açıkçası. Doktorum ne derse o önemli benim için. Bu teste formaliteden girdim. Zaten kalbinde üfürme, parmağında bilmem ne olduğunda göremiyorlarmış burdan. Neyse... Sonuç iyi olduğuna göre bir asistan bozuntusuna sinirimi bozmayacağım :)
Bu hafta genel olarak çok iyiydi. Sadece karnımda hafiften kaşıntılar başladı. Daha fazla krem sürüyorum artık :) Bir de 4. ayda göğüslerimde olan hassasiyet geçti. Ara sıra olurmuş bu hassasiyet.
Yılbaşında Saroz'da yazlıktaydık. Bembeyaz bir yılbaşı geçti. Çok güzeldi. Karlar arasında fotoğraf çekilmek de çok güzeldi :)
Bu arada bebeğime bir sürü yılbaşı hediyesi geldi :) Nalan Yengesi radyasyon geçirmez battaniye, babannesi tulum, babası tulum ve patik, ben de oduncu gömlek aldım :) Fotoğraflarını bir sonraki alışveriş yazımda paylaşacağım.
Herkese mutlu, sağlıklı, bebeği olanlara ve olacaklara da bol sütlü, mis kokulu bir yıl diliyorum.
Sevgiler,
Bu hafta bebeğim bir muz kadar :) Psikolojim sürekli değişiyor. Durduk yerde ağlama krizlerim bu hafta beni üzdü. Elimde olmadığı için, oğlumu huzursuz etme endişesi yaşadım. Ama oğlumla konuşunca geçiyor hepsi :)
Minnoşum bu hafta uyuyup uyanmaya başladı :) Uyandığında benim hareketlerimle sallanıp tekrar uyurmuş hatta :) Ben uyumadan önce bir İyi geceler deme seansımız var. Son hareketinden sonra ben uyuyorum, bebeğim de uyuyor. Çok uyumluyuz o konuda :)
Bebeğimin hareketlerini anlamlandırmak çok hoşuma gidiyor. Ben babasıyla konuşurken bir hareket yaptığında, cevap verdiğini düşünüyorum. Bebeğimi de dahil ediyorum sohbete. Ya da yemek yediğimde mutlaka bir memnuniyet hareketi yapıyor :)
Bu hafta hamilelik daha uzun sürse, her yere benimle gelse, bebeğimi hep böyle koruyabilsem diye düşünürken buldum kendimi.
Bu hafta tartıldığımda hamileliğimin başından beri 7 kilo aldığımı fark ettim. Çok da umrumda değil açıkçası. Sürekli tartılmıyorum o yüzden.
Hamilelikte beslenme şekli bebeğin damak tadını belirlermiş. Bu da demek oluyor ki bebeğim tost ve meyve canavarı olacak :) Deliler gibi meyve yiyorum ve günde 5 öğün tost yesem gıkım çıkmaz, o derece mutlu oluyorum. Tabii sebze yemeye ve protein almaya dikkat ediyorum ama durum böyle işte :)
Bir de bu hafta bazen kalbim pırpır etti. Artık iki kişi olduğumuz için olduğunu biliyorum :) Seni seviyorum güzel oğlum...
22. Hafta Günlüğüm
Bu haftanın en önemli gelişmesi detaylı ultrason dediğimiz 2. Düzey USG idi. 27 Aralık'ta Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaptırdım. Ultrasonu yapan doktor maksimum 25 yaşlarında gencecik bir asistandı. Gencecik olmasından geçtim, hayatından bezmiş, dünyanın en mutsuz kadınlarından biri olabilir. Sanki yaşlı bir amcanın göbeğine bakıyor gibiydi. Oysa ki baktığı bir bebek, hatta bir canlıydı... Daha baştan enerjim düştü yani.
Hiç konuşmadan, hiçbir yorum yapmadan uzun süre inceledi. Ben telefonla ekranda görüntüyü çekmeye çalışıyorken baktım ki devlet hastanesinin bu iğrenç teknolojisiyle doğru düzgün görüntü alamayacağım, telefonu kapattım. Tam o sırada telefonu bırakır mısın, cihazları etkiliyor dedi. Özel hastanede etkilemiyor, aksine doktorum daha uzun görüntü alabileyim diye oyalanıyor, senin cihazın mı etkileniyor... Neyse sustum.
Yine incelemeye devam etti. En sonunda dayanamadım, cihazdan gelen garip sesler karnımda bebeğimin duyduğu sesler mi diye sordum. Hayır dedi ve mırıltı şeklinde saçma sapan bir cevap verdi.
Ve ekledi: "Yalnız konuşmazsan iyi olur, sen konuşunca hareketleniyor" Salak dememek için zor tuttum kendimi! Salak kadın, herhalde hareketlenecek çocuğum sesimi duyunca, senin nemrut enerjinden mutsuz oldu!!! Bir süre sonra o gıcık kadının yüzü güldü, kendisini tutamadı hatta. Noldu dediğimde, iki eli de yumruk şeklinde havada dedi. Allah allah bir düşün bakalım neden!! Oğlum şimdiden seni dövmek için hazırlanıyor :)
Sonuç olarak herhangi bir sorun yok. Kilosu 552 gram. Yani bu haftada normalde 480 gram oluyorlar, bizimki biraz şişko :) Göbek çevresi biraz geniş görünüyor, şeker yüklemesi yaptırın mutlaka dedi. Bunu neye dayanarak söyledi bilmiyorum.
İkili test sonucumu sordu, söyledim. Ama şimdiye kadarki hiçbir sonucumu görmeden nasıl böyle bir yorum yaptı bilmiyorum. Umursamadım açıkçası. Doktorum ne derse o önemli benim için. Bu teste formaliteden girdim. Zaten kalbinde üfürme, parmağında bilmem ne olduğunda göremiyorlarmış burdan. Neyse... Sonuç iyi olduğuna göre bir asistan bozuntusuna sinirimi bozmayacağım :)
Bu hafta genel olarak çok iyiydi. Sadece karnımda hafiften kaşıntılar başladı. Daha fazla krem sürüyorum artık :) Bir de 4. ayda göğüslerimde olan hassasiyet geçti. Ara sıra olurmuş bu hassasiyet.
Yılbaşında Saroz'da yazlıktaydık. Bembeyaz bir yılbaşı geçti. Çok güzeldi. Karlar arasında fotoğraf çekilmek de çok güzeldi :)
Bu arada bebeğime bir sürü yılbaşı hediyesi geldi :) Nalan Yengesi radyasyon geçirmez battaniye, babannesi tulum, babası tulum ve patik, ben de oduncu gömlek aldım :) Fotoğraflarını bir sonraki alışveriş yazımda paylaşacağım.
Herkese mutlu, sağlıklı, bebeği olanlara ve olacaklara da bol sütlü, mis kokulu bir yıl diliyorum.
Sevgiler,
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)